BALIK YAĞI HAKKINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
Günlük diyetimizde yağ; besinlerin bileşiminde ve yağ olarak yer alır. Besinlerin bileşiminde alınan yağlara “görünmez yağ”, yağ olarak alınanlara “görünür yağ” denir. Yağların bileşiminde bulunana yağ asitleri, moleküler yapılarındaki farklılıklara göre (moleküldeki karbon sayısı ve karbonlar arasında çift bağın bulunup bulunmamasına göre) sınıflandırılırlar; kısa, orta ve uzun zincirli yağ asitleri ya da doymuş, tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitleri.
Çoklu doymamış yağ asitleri farklı metabolik etkileri olan iki gruba ayrılırlar; n-6 (omega-6) ve n-3 (omega-3). Balık yağı, omega-3 yağ asitlerinin önemli bir kaynağıdır. α-linolenik asit, eikozapentaenoik asit (EPA) ve dokozahekzaenoik asit (DHA) omega-3 yağ asitleridir. Bu grupta yer alan α-linolenik asit elzem yağ asitlerinden biridir (diğeri ise linoleik asittir ve n-6 yağ asitlerindendir). Çünkü, insanlar ve diğer memeliler bu yağ asitlerini sentez edecek enzimlerden yoksundurlar. Bu yüzden de günlük beslenmemiz içinde yer almaları gerekir. Bu elzem yağ asitlerinden elde edilen uzun zincirli yağ asitleri birçok metabolik yolun öncüleridirler. Örneğin, prostoglandinler, lökotrienler ve tromboksanların inflamatuar süreçlerde, immün yanıtta ve kanın pıhtılaşmasında önemli görevleri vardır. Bu uzun zincirli türevler, diyetle elzem yağ asidi öncüleri alındığı sürece, vücut tarafından sentez edilebilirler. Balık yağında bulunan omega-3 yağ asitlerinin önemli fizyolojik etkileri vardır;
- Gebelik süresince balık yağı kullanımının gebelik ile ilişkili hipertansiyon insidansında azalma ve dolayısıyla azalan preterm doğum riski ile ilişkili olduğu bildirilmiştir.
- Fetal ve erken yaşamda nöral gelişimde önemli rol oynarlar ve bu dönemdeki eksiklikleri beyin, optik ve korteks fonksiyonlarda bozukluklara neden olabilir. EPA ve DHA’nın beyin, retina ve sinir sisteminde de önemli yapısal rolleri vardır. Gebelik diyetinde n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin besinlerin verilmesi bebeğin sinir sisteminin gelişmesinde etkin ve tam nöral gelişim için gereklidirler.
- Perinatal n-3 elzem yağ asidi metabolizması preterm doğumdan (erken doğumdan) korunmada önemli rol oynar. n-3 yağ asitlerinden zengin deniz ürünlerinin tüketimi daha uzun gestasyonel süreç ve daha yüksek doğum ağırlığı ile ilişkilendirilmiştir.
- Doğumu takip eden ilk yılın ilk yarısında, gestasyonel yaşına göre prematüre bebeklerde, DHA ile zenginleştirilmiş formula kullanımının görme keskinliğini (görsel fonksiyon gelişiminin geçerli ölçüsü) arttırdığı bulunmuştur.
- Anti-trombojenik (tromboz olşumundan koruyucu) etkisi vardır. Balık, özellikle yağlı balık, tüketimindeki artışın ateroskleroza ve myokard infarktüsüne karşı koruyucu olduğu rapor edilmiştir. Ateroskleroz, kalp, beyin ve diğer organların arterleri ile aortta oluşan bozukluktur ve koroner kalp, felç ve diğer damar hastalıklarından sorumludur. Çocukluk çağında, arterlerde lipit, özellikle kolesterol ve esterlerinin birikimi ile başlar. Bu yağlı birikinti, çocukluk çağında damar duvarlarında hafif kalınlaşma yapmasına karşın kan akımını engellemez. Ancak ergenlikle birlikte birikinti hızla artar. Erken yetişkinlikte lipit birikintisinin üzeri yumuşak kas ve bağ dokuları ile kapanır. Buna “fibroz plak” denmektedir. Orta yaşlı bireylerde fibroz plakta değişmeler görülür. Bu değişmeler fibroz plağı oluşturan lipitler, yumuşak kas hücreleri, bağ dokusu, kalsiyum ve kılcal kan damarlarındaki değişikliklerle ilintilidir. En önemlileri, bağ dokusu ve yumuşak kasların ülserleşmesi ve kanamadır. Bu değişiklikler, plağın şişmesiyle ülserasyon ve kanın pıhtılaşmasına yol açar. Bu lezyonlar kalp arterlerinde oluştuğunda koroner kalp hastalığı (KKH), beyin arterlerinde oluştuğunda felç, diğer arterlerde oluştuğunda ağrılar ve iltihaplanmalar ortaya çıkar. KKH, bir koroner arterde tıkanmayla myokard infarktüsüne yol açabilir. Koroner damarların tıkanması, sıklıkla aterosklerotik birikintilerle arterlerin daralmasını takiben gelişir. Bununla birlikte ateroskleroz mutlaka tromboza neden olmaz. n-3 yağ asitleri suplementasyonu ile ölümcül olmayan myokard infarktüsü, kardiyovasküler ölümler ve total mortalitedeki %15-20’lik azalma istatistiksel olarak önemli bulunmuştur.
- Balık yağı kullanımının trigliseritleri düşürücü etkisinin de olduğu bildirilmiştir. Bu etkisini çok düşük dansiteli lipoprotein (VLDL) sentezini azaltarak sağladığı belirtilmiştir. Plazma trigliserid düzeyini düşürebilmek için yaklaşık 1.0 g/gün n-3 çoklu doymamış yağ asidi alımı yeterlidir.
- Hem EPA hem de DHA, inflamatuar yanıtı azaltacak şekilde prostoglandin üretimini değiştirebilirler. Bu yüzden, balık yağı suplementasyonunun, romatoid artrit veya Crohn hastalığı gibi inflamatuar bozukluk semptomlarını iyileştirici yönde etki gösterebilecekleri belirtilmektedir.
- Romatoid artritte, çok uzun zincirli n-3 çoklu doymamış yağ asitleri, ağrıyı ve sabah tutukluğunu kısmen azaltırlar ve tıbbi tedavi gereksinimini azaltabilirler. Çok uzun zincirli n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin analjezik etkileri vardır ve bu yüzden kronik ağrının söz konusu olduğu diğer hastalıklarda da etkindirler.
- Renal immünolojik bozukluklarda, immünoglobulin A nefropatisinde ve böbrek transplantasyonunda faydalı etkilerinin olduğu rapor edilmiştir. Çok uzun zincirli n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin teröpatik kullanımı, renal fonksiyon kaybını yavaşlatabilir.
- İnflamatuar barsak hastalığında klinik ve histolojik gelişme sağladıkları, tıbbi tedavi gereksinimini azalttıkları ve ülseratif kolitte ilaç tedavisiyle yardımcı kullanımlarının olduğu rapor edilmiştir.
- Yapılan çalışmalarda, ağır hipertansif bireylerde, n-3 yağ asitlerinin sistolik ve diyastolik kan basıncını düşürücü yönde etki gösterdikleri saptanmıştır.
- Kalsiyumdan zengin besinlerle birlikte n-3 yağ asidi suplementasyonu kullanımının kemik sağlığı açısından olumlu etkilerinin olduğu belirtilmiştir.
- Fizyolojik bozukluk olarak tanımlanan tümör, organizmadaki bazı hücrelerin, kontrolsüz çoğalması sonucu oluşur. Bu sırada bazı hücreler kaybolur veya normal biyokimyasal işlevleri değişir. Hücrede meydana gelen değişmeler benign ve malignant olarak ikiye ayrılır. Benign tümör orijini aldığı bölgede büyür, çevreye sıçramaz, ciddi hastalık ve ölüme neden olmaz. Kanser olarak adlandırılan malignant tümör ise, oluştuğu bölgeden çevre dokulara sıçrar, metastaz oluşturur ve genellikle öldürücüdür. Kanserin oluşumu birçok nedene bağlıdır. Farklı kaynaklara göre diyetle ilgisi %10-70 arasında olup, %35 oranı kabul edilmektedir. Tüketilen besinlerin kalite ve miktarlarının yeni oluşan hücre için önemi büyüktür. Organizmanın temel taşı olan hücrede oluşacak herhangi bir bozukluk zamanla etkinliğini arttırarak dokulara, organlara ve tüm organizmaya yayılır.
Beslenme, özellikle özefagus, mide, kalın barsak, meme, akciğer ve prostat kanseri gibi kanser türlerinin riskini etkiler. EPA ve DHA gibi daha uzun zincirli n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin meme, kolon ve prostat kanserlerinin preklinik modellerinde, kanser etkilerini inhibe edici yönde etki gösterdikleri; meme ve kolorektal kanserlerinde koruyucu etkilerinin olduğu belirtilmiştir.
- n-3 yağ asitlerinin en iyi kaynağı (derin soğuk sularda yaşayan) yağlı balıklardır; somon balığı, levrek gibi. Düzenli yağlı balık tüketimi mümkün olmayan bireyler balık yağı suplementasyonu (desteği) alabilirler.
- Çoklu doymamış yağ asitlerinden n-6 grubu tromboz oluşumunu hızlandırırken, n-3 grubu antitrombotik etkiye sahiptir. Bu nedenle diyette n-6’nın n-3’e oranı 7:1 ve altında olmalıdır. Günde 1-2 g balık yağı alımı bu dengeyi sağlayabilir.
- Olumlu etkilerinden faydalanabilmek için günlük EPA+DHA alımının 3 g’ı geçmemelidir.
- Diyabet hastalarında vasküler hastalık riskinin yüksek olmasından dolayı balık yağı kullanımı önerilebilir. Diyabetik bireyler için de güvenilir miktar 3g/gün’dür.
Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak
KAYNAKLAR
- Deckere, E.A.M., “Health Aspects of Fish and n-3 Poyunsaturated Fatty Acids from Plant and Marine Origin”, Nutritional Health – Strategies for Disease Prevention (Ed. T. Wilson, N.J. Temple), Humana Press, s. 195-206, 2001.
- Campoy C, Escolano-Margarit MV, Anjos T, Szajewska H, Uauy R., Omega 3 fatty acids on child growth, visual acuity and neurodevelopment. Br J Nutr. 2012 Jun;107 Suppl 2:S85-106.
- Aranceta J, Pérez-Rodrigo C., Recommended dietary reference intakes, nutritional goals and dietary guidelines for fat and fatty acids: a systematic review. Br J Nutr. 2012 Jun;107 Suppl 2:S8-22.
- Corella D, Ordovás JM., Interactions between dietary n-3 fatty acids and genetic variants and risk of disease. Br J Nutr. 2012 Jun;107 Suppl 2:S271-83.
- Orchard TS, Pan X, Cheek F, Ing SW, Jackson RD., A systematic review of omega-3 fatty acids and osteoporosis. Br J Nutr. 2012 Jun;107 Suppl 2:S253-60.
- Calder PC, Yaqoob P., Understanding omega-3 polyunsaturated fatty acids. Postgrad Med. 2009 Nov;121(6):148-57.
- Uauy, R., Mena, P., Peirano, P., “Dietary Polyunsaturated Fatty Acids for Optimal Neurodevelopment”, Preventive Nutrition-The Comprehensive Guide for Health Professionals (Ed. A. Bendich, R.J. Deckelbaum), Humana Press, New Jersey, s.415-431, 2001.
- Scholl, T.O., “Maternal Nutrition and Preterm Delivery”, Preventive Nutrition-The Comprehensive Guide for Health Professionals (Ed. A. Bendich, R.J. Deckelbaum), Humana Press, New Jersey, s.387-413, 2001.
- Baysal, A. “Lipidler”, Beslenme, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, s.37-51, 2002.
- Baysal, A., “Yağlar”, Beslenme, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, s.295-301, 2002.
- Thomas, B., “Dietary Fat and Fatty Acids”, Manual of Dietetic Practice (Ed. D.B. Clayton), Blackwell Publishing, s. 146-153, 2001.
- Clifford, C.K., McDonald, S.S., “Proper Nutritional Habits for Reducing the Risk of Cancer”, Nutritional Health – Strategies for Disease Prevention (Ed. T. Wilson, N.J. Temple), Humana Press, s. 59-74, 2001.
- Champe, P.C., Harvey, R.A., “Beslenme”, Biyokimya (Çev. Ed. A. Tokullugil, M. Dirican, E. Ulukaya), Lippincott’s Illustrated Reviews Serisi, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, s. 303-317, 1997.
- Köksal, G., Gökmen, H., “Gebelik ve Emziklilik”, Çocuk Hastalıklarında Beslenme Tedavisi, Hatiboğlu Yayınları, Ankara, s.70-71, 2000.
- Baysal, A., “Kardiyovasküler aterosklerotik hastalıklarda beslenme”, Diyet El Kitabı, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, s.253-273, 2002.
- Mann, J., “Cardiovascular Disease”, Public Health Nutrition (Ed. M.J. Gibney, B.M. Margetts, J.M. Kearney, L. Arab), Blackwell Publishing, Iowa, s. 317-329, 2004.
- Connor, W.E., Connor, S.L., “n-3 Fatty Acids From Fish and Plants”, Preventive Nutrition-The Comprehensive Guide for Health Professionals (Ed. A. Bendich, R.J. Deckelbaum), Humana Press, New Jersey, s.221-243, 2001.
- Aksoy, M., “Kanserde Beslenme”, Diyet El Kitabı, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, s.275, 2002.
Son Yazılarım
KAHVENİN SAĞLIK ÜZERİNE ETKİSİ
Sabah kahvemi yudumlarken size 1000 yıldır hayatımızda olan kahvenin sağlığımız üzerindeki etkilerinden bahsedeyim istedim. Kahve doğru miktar ve şekilde tüketildiğinde faydalı olabilir. Peki, ya çok tüketiyorsak? Gelin birlikte bakalım;☕️Kahve antioksidantlardan zengin bir içecektir (metilksantin, teobromin, teofilin, klorojenik asit, ksantin). Kahvenin sağlığımız üzerindeki etkisini konuşurken kafein içeriğinin önemli olduğunu söylemeliyim. Kahvenin hazırlanma şekline göre kafein içeriği […]
HİPERTROİDİ ve BESLENME
Tiroid bezi insan vücudundaki salgı bezlerinin en büyüğüdür. İnsan vücudunda iyot içeren yegane moleküller olan tiroid hormonlarını sentezler. Troid bezinden salgılanan bir hormon olan kalsitonin kalsiyum metabolizmasında önemli rol oynar. Bu nedenle troid bezinin çalışma düzenindeki bir aksaklık kemik sağlığını da olumsuz yönde etkileyebilir. Kanda troid hormonlarının fazlalığının başlıca sebepleri ve türleri şöyledir; Tirotoksikoz: Kaynağı […]
Yemek Tarifleri
ANNE SÜTÜ ARTIRAN TARİFLER
ANNE SÜTÜ ARTIRAN TARİFLER Tarif 1: • 1 su bardağı günlük sütü ısıtın,• Yarım su bardağı bulgur ayıklayın, yıkayın, kapaklı cam bir kabın içine koyun,• Bulgurun üzerine sıcak sütü dökün ve dinlendirmeye bırakın,• Bu karışımın üzerine 2 avuç siyah ve çekirdekli kuru üzüm atın, • Gün içinde tüketin.• Hergün taze hazırlayın.• Her tüketim sonrası 1 […]
MEKSİKA USULÜ FASULYE BURGER
MEKSİKA USULÜ FASULYE BURGER İçindekiler: 1 küçük boy rendelenmiş havuç 1 su bardağı kuru fasulye ½ su bardağı doğranmış yeşil biber Rendelenmiş kuru soğan Salsa sos 1 su bardağı kurutumuş, ufalanmış tam tahıllı ekmek içi ½ su bardağı tam tahıllı un ½ tatlı kaşığı karabiber Tuz Tam tahıllı hamburger ekmeği veya yumurtasız ekmek Hazırlanışı: […]
BALIK YAĞI HAKKINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
Günlük diyetimizde yağ; besinlerin bileşiminde ve yağ olarak yer alır. Besinlerin bileşiminde alınan yağlara “görünmez yağ”, yağ olarak alınanlara “görünür yağ” denir. Yağların bileşiminde bulunana yağ asitleri, moleküler yapılarındaki farklılıklara göre (moleküldeki karbon sayısı ve karbonlar arasında çift bağın bulunup bulunmamasına göre) sınıflandırılırlar; kısa, orta ve uzun zincirli yağ asitleri ya da doymuş, tekli doymamış ve çoklu doymamış yağ asitleri.
Çoklu doymamış yağ asitleri farklı metabolik etkileri olan iki gruba ayrılırlar; n-6 (omega-6) ve n-3 (omega-3). Balık yağı, omega-3 yağ asitlerinin önemli bir kaynağıdır. α-linolenik asit, eikozapentaenoik asit (EPA) ve dokozahekzaenoik asit (DHA) omega-3 yağ asitleridir. Bu grupta yer alan α-linolenik asit elzem yağ asitlerinden biridir (diğeri ise linoleik asittir ve n-6 yağ asitlerindendir). Çünkü, insanlar ve diğer memeliler bu yağ asitlerini sentez edecek enzimlerden yoksundurlar. Bu yüzden de günlük beslenmemiz içinde yer almaları gerekir. Bu elzem yağ asitlerinden elde edilen uzun zincirli yağ asitleri birçok metabolik yolun öncüleridirler. Örneğin, prostoglandinler, lökotrienler ve tromboksanların inflamatuar süreçlerde, immün yanıtta ve kanın pıhtılaşmasında önemli görevleri vardır. Bu uzun zincirli türevler, diyetle elzem yağ asidi öncüleri alındığı sürece, vücut tarafından sentez edilebilirler. Balık yağında bulunan omega-3 yağ asitlerinin önemli fizyolojik etkileri vardır;
- Gebelik süresince balık yağı kullanımının gebelik ile ilişkili hipertansiyon insidansında azalma ve dolayısıyla azalan preterm doğum riski ile ilişkili olduğu bildirilmiştir.
- Fetal ve erken yaşamda nöral gelişimde önemli rol oynarlar ve bu dönemdeki eksiklikleri beyin, optik ve korteks fonksiyonlarda bozukluklara neden olabilir. EPA ve DHA’nın beyin, retina ve sinir sisteminde de önemli yapısal rolleri vardır. Gebelik diyetinde n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin besinlerin verilmesi bebeğin sinir sisteminin gelişmesinde etkin ve tam nöral gelişim için gereklidirler.
- Perinatal n-3 elzem yağ asidi metabolizması preterm doğumdan (erken doğumdan) korunmada önemli rol oynar. n-3 yağ asitlerinden zengin deniz ürünlerinin tüketimi daha uzun gestasyonel süreç ve daha yüksek doğum ağırlığı ile ilişkilendirilmiştir.
- Doğumu takip eden ilk yılın ilk yarısında, gestasyonel yaşına göre prematüre bebeklerde, DHA ile zenginleştirilmiş formula kullanımının görme keskinliğini (görsel fonksiyon gelişiminin geçerli ölçüsü) arttırdığı bulunmuştur.
- Anti-trombojenik (tromboz olşumundan koruyucu) etkisi vardır. Balık, özellikle yağlı balık, tüketimindeki artışın ateroskleroza ve myokard infarktüsüne karşı koruyucu olduğu rapor edilmiştir. Ateroskleroz, kalp, beyin ve diğer organların arterleri ile aortta oluşan bozukluktur ve koroner kalp, felç ve diğer damar hastalıklarından sorumludur. Çocukluk çağında, arterlerde lipit, özellikle kolesterol ve esterlerinin birikimi ile başlar. Bu yağlı birikinti, çocukluk çağında damar duvarlarında hafif kalınlaşma yapmasına karşın kan akımını engellemez. Ancak ergenlikle birlikte birikinti hızla artar. Erken yetişkinlikte lipit birikintisinin üzeri yumuşak kas ve bağ dokuları ile kapanır. Buna “fibroz plak” denmektedir. Orta yaşlı bireylerde fibroz plakta değişmeler görülür. Bu değişmeler fibroz plağı oluşturan lipitler, yumuşak kas hücreleri, bağ dokusu, kalsiyum ve kılcal kan damarlarındaki değişikliklerle ilintilidir. En önemlileri, bağ dokusu ve yumuşak kasların ülserleşmesi ve kanamadır. Bu değişiklikler, plağın şişmesiyle ülserasyon ve kanın pıhtılaşmasına yol açar. Bu lezyonlar kalp arterlerinde oluştuğunda koroner kalp hastalığı (KKH), beyin arterlerinde oluştuğunda felç, diğer arterlerde oluştuğunda ağrılar ve iltihaplanmalar ortaya çıkar. KKH, bir koroner arterde tıkanmayla myokard infarktüsüne yol açabilir. Koroner damarların tıkanması, sıklıkla aterosklerotik birikintilerle arterlerin daralmasını takiben gelişir. Bununla birlikte ateroskleroz mutlaka tromboza neden olmaz. n-3 yağ asitleri suplementasyonu ile ölümcül olmayan myokard infarktüsü, kardiyovasküler ölümler ve total mortalitedeki %15-20’lik azalma istatistiksel olarak önemli bulunmuştur.
- Balık yağı kullanımının trigliseritleri düşürücü etkisinin de olduğu bildirilmiştir. Bu etkisini çok düşük dansiteli lipoprotein (VLDL) sentezini azaltarak sağladığı belirtilmiştir. Plazma trigliserid düzeyini düşürebilmek için yaklaşık 1.0 g/gün n-3 çoklu doymamış yağ asidi alımı yeterlidir.
- Hem EPA hem de DHA, inflamatuar yanıtı azaltacak şekilde prostoglandin üretimini değiştirebilirler. Bu yüzden, balık yağı suplementasyonunun, romatoid artrit veya Crohn hastalığı gibi inflamatuar bozukluk semptomlarını iyileştirici yönde etki gösterebilecekleri belirtilmektedir.
- Romatoid artritte, çok uzun zincirli n-3 çoklu doymamış yağ asitleri, ağrıyı ve sabah tutukluğunu kısmen azaltırlar ve tıbbi tedavi gereksinimini azaltabilirler. Çok uzun zincirli n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin analjezik etkileri vardır ve bu yüzden kronik ağrının söz konusu olduğu diğer hastalıklarda da etkindirler.
- Renal immünolojik bozukluklarda, immünoglobulin A nefropatisinde ve böbrek transplantasyonunda faydalı etkilerinin olduğu rapor edilmiştir. Çok uzun zincirli n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin teröpatik kullanımı, renal fonksiyon kaybını yavaşlatabilir.
- İnflamatuar barsak hastalığında klinik ve histolojik gelişme sağladıkları, tıbbi tedavi gereksinimini azalttıkları ve ülseratif kolitte ilaç tedavisiyle yardımcı kullanımlarının olduğu rapor edilmiştir.
- Yapılan çalışmalarda, ağır hipertansif bireylerde, n-3 yağ asitlerinin sistolik ve diyastolik kan basıncını düşürücü yönde etki gösterdikleri saptanmıştır.
- Kalsiyumdan zengin besinlerle birlikte n-3 yağ asidi suplementasyonu kullanımının kemik sağlığı açısından olumlu etkilerinin olduğu belirtilmiştir.
- Fizyolojik bozukluk olarak tanımlanan tümör, organizmadaki bazı hücrelerin, kontrolsüz çoğalması sonucu oluşur. Bu sırada bazı hücreler kaybolur veya normal biyokimyasal işlevleri değişir. Hücrede meydana gelen değişmeler benign ve malignant olarak ikiye ayrılır. Benign tümör orijini aldığı bölgede büyür, çevreye sıçramaz, ciddi hastalık ve ölüme neden olmaz. Kanser olarak adlandırılan malignant tümör ise, oluştuğu bölgeden çevre dokulara sıçrar, metastaz oluşturur ve genellikle öldürücüdür. Kanserin oluşumu birçok nedene bağlıdır. Farklı kaynaklara göre diyetle ilgisi %10-70 arasında olup, %35 oranı kabul edilmektedir. Tüketilen besinlerin kalite ve miktarlarının yeni oluşan hücre için önemi büyüktür. Organizmanın temel taşı olan hücrede oluşacak herhangi bir bozukluk zamanla etkinliğini arttırarak dokulara, organlara ve tüm organizmaya yayılır.
Beslenme, özellikle özefagus, mide, kalın barsak, meme, akciğer ve prostat kanseri gibi kanser türlerinin riskini etkiler. EPA ve DHA gibi daha uzun zincirli n-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin meme, kolon ve prostat kanserlerinin preklinik modellerinde, kanser etkilerini inhibe edici yönde etki gösterdikleri; meme ve kolorektal kanserlerinde koruyucu etkilerinin olduğu belirtilmiştir.
- n-3 yağ asitlerinin en iyi kaynağı (derin soğuk sularda yaşayan) yağlı balıklardır; somon balığı, levrek gibi. Düzenli yağlı balık tüketimi mümkün olmayan bireyler balık yağı suplementasyonu (desteği) alabilirler.
- Çoklu doymamış yağ asitlerinden n-6 grubu tromboz oluşumunu hızlandırırken, n-3 grubu antitrombotik etkiye sahiptir. Bu nedenle diyette n-6’nın n-3’e oranı 7:1 ve altında olmalıdır. Günde 1-2 g balık yağı alımı bu dengeyi sağlayabilir.
- Olumlu etkilerinden faydalanabilmek için günlük EPA+DHA alımının 3 g’ı geçmemelidir.
- Diyabet hastalarında vasküler hastalık riskinin yüksek olmasından dolayı balık yağı kullanımı önerilebilir. Diyabetik bireyler için de güvenilir miktar 3g/gün’dür.
Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak
KAYNAKLAR
- Deckere, E.A.M., “Health Aspects of Fish and n-3 Poyunsaturated Fatty Acids from Plant and Marine Origin”, Nutritional Health – Strategies for Disease Prevention (Ed. T. Wilson, N.J. Temple), Humana Press, s. 195-206, 2001.
- Campoy C, Escolano-Margarit MV, Anjos T, Szajewska H, Uauy R., Omega 3 fatty acids on child growth, visual acuity and neurodevelopment. Br J Nutr. 2012 Jun;107 Suppl 2:S85-106.
- Aranceta J, Pérez-Rodrigo C., Recommended dietary reference intakes, nutritional goals and dietary guidelines for fat and fatty acids: a systematic review. Br J Nutr. 2012 Jun;107 Suppl 2:S8-22.
- Corella D, Ordovás JM., Interactions between dietary n-3 fatty acids and genetic variants and risk of disease. Br J Nutr. 2012 Jun;107 Suppl 2:S271-83.
- Orchard TS, Pan X, Cheek F, Ing SW, Jackson RD., A systematic review of omega-3 fatty acids and osteoporosis. Br J Nutr. 2012 Jun;107 Suppl 2:S253-60.
- Calder PC, Yaqoob P., Understanding omega-3 polyunsaturated fatty acids. Postgrad Med. 2009 Nov;121(6):148-57.
- Uauy, R., Mena, P., Peirano, P., “Dietary Polyunsaturated Fatty Acids for Optimal Neurodevelopment”, Preventive Nutrition-The Comprehensive Guide for Health Professionals (Ed. A. Bendich, R.J. Deckelbaum), Humana Press, New Jersey, s.415-431, 2001.
- Scholl, T.O., “Maternal Nutrition and Preterm Delivery”, Preventive Nutrition-The Comprehensive Guide for Health Professionals (Ed. A. Bendich, R.J. Deckelbaum), Humana Press, New Jersey, s.387-413, 2001.
- Baysal, A. “Lipidler”, Beslenme, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, s.37-51, 2002.
- Baysal, A., “Yağlar”, Beslenme, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, s.295-301, 2002.
- Thomas, B., “Dietary Fat and Fatty Acids”, Manual of Dietetic Practice (Ed. D.B. Clayton), Blackwell Publishing, s. 146-153, 2001.
- Clifford, C.K., McDonald, S.S., “Proper Nutritional Habits for Reducing the Risk of Cancer”, Nutritional Health – Strategies for Disease Prevention (Ed. T. Wilson, N.J. Temple), Humana Press, s. 59-74, 2001.
- Champe, P.C., Harvey, R.A., “Beslenme”, Biyokimya (Çev. Ed. A. Tokullugil, M. Dirican, E. Ulukaya), Lippincott’s Illustrated Reviews Serisi, Nobel Tıp Kitabevleri, İstanbul, s. 303-317, 1997.
- Köksal, G., Gökmen, H., “Gebelik ve Emziklilik”, Çocuk Hastalıklarında Beslenme Tedavisi, Hatiboğlu Yayınları, Ankara, s.70-71, 2000.
- Baysal, A., “Kardiyovasküler aterosklerotik hastalıklarda beslenme”, Diyet El Kitabı, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, s.253-273, 2002.
- Mann, J., “Cardiovascular Disease”, Public Health Nutrition (Ed. M.J. Gibney, B.M. Margetts, J.M. Kearney, L. Arab), Blackwell Publishing, Iowa, s. 317-329, 2004.
- Connor, W.E., Connor, S.L., “n-3 Fatty Acids From Fish and Plants”, Preventive Nutrition-The Comprehensive Guide for Health Professionals (Ed. A. Bendich, R.J. Deckelbaum), Humana Press, New Jersey, s.221-243, 2001.
- Aksoy, M., “Kanserde Beslenme”, Diyet El Kitabı, Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, s.275, 2002.