ÇOCUKLUK ÇAĞINDA OBEZİTE
Gelişmiş ülkelerde çocukluk çağı obezitesi her geçen gün artmaktadır. Çocukluk çağı obezitesinin görülme sıklığının kızlarda erkeklerden daha yüksek olduğu ve her obez çocuğun %70 olasılıkla obez yetişkin adayı olduğu saptanmıştır. Obezite veya hafif şişmanlık, basit bir şekilde “vücut yağ oranının olması gerekenden fazla oluşu” şeklinde tanımlanabilir.
Bir çocuğun obeziteye yatkınlığını belirleyen etmenlerin başında genetik gelir. Bununla birlikte, çevresel etmenler, ailenin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları, kültürel çevre de çocuklarda obezitenin görülme sıklığının artışında önemli rol oynamaktadır.
Gebelik döneminde annenin beslenmesi çocuk obezitesi ile ilişkilidir. Gebelik öncesinde kilolu olan kadın gebeliği süresince de aşırı beslendiğinde, ana rahmindeki bebeğe besin ögesi akışı da gereksinmenin üzerinde olur. Sonuç, vücut ağırlığı fazla yeni doğandır. Buna karşılık, gebelik öncesinde yetersiz ve dengesiz beslenmiş anne adayı gebeliği süresince de yetersiz beslendiğinde büyük oranda düşük doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirir. Bu şekilde doğan çocuk hayatta kalma şansını arttırabilmek için vücut yağını en ekonomik şekilde kullanmaya programlanır. Buna bağlı olarak da yetişkinlik döneminde obezite riski artar.
Obezitenin temelleri bebeklik döneminde atılır. Bebeklik döneminde ek besinlere başlama ile birlikte ailenin çocuğun besin tercihlerini sağlıklı bir şekilde, doğru sırayla oluşturması da büyük önem taşımaktadır. Annenin ta ki gebelik ve emzirme dönemindeki besin tercihleri çocuğun damak tadı oluşumunun ilk temellerini atmaktadır.
Kahvaltı yapmayan çocuklarda fazla kilolu olma riski 1,5 kat artmaktadır. Günlük koşuşturma içinde çocuğun kahvaltı etmeden evden çıkması veya annenin kahvaltı hazırlamaya vakit ayıramaması çocuğun bu öğünü atlamasına ve yüksek enerjili, doymuş yağdan zengin ürünleri kahvaltı yerine tüketmesine neden olmaktadır.
Yeme davranışının aileseldir. Ailenin beslenme alışkanlıkları çocuğun besin tercihlerini etkileyen önemli bir etmendir. Bir çocukta obezite görülme sıklığı ebeveynlerinden biri obez olan çocuklarda %40, her iki ebeveyni de obez olan çocuklarda ise %80 oranında arttığı saptanmıştır.
Çocuğun psikolojik durumu da beslenmesini etkileyen etmenlerden birisidir. Stres altında bazı çocuklarda iştahsızlık gözlenirken bazılarında da aşırı yemek yeme gözlenebilmektedir. Ailenin obez çocuğu eleştirmesi, kınaması çocuğu yeme davranışı bozukluklarının kucağına itebilir.
Çocuklarda düşük kalorili diyetler uygulanamaz. Obez bir çocuğa, bir beslenme uzmanı kontrolünde, gereksinmesi ve özellikleri doğrultusunda bir beslenme programı uygulanmalıdır. Gereksinmesi kadar enerji ve besin ögeleri alan çocuk belirli bir tempo içinde olması gereken ağırlığına ulaşacaktır.
Sekiz saatten az uyuyan çocuklarda obezite riskinin 3 kat arttığı görülmüştür. Uyku süresinin azlığının da çocuklarda obezite riskini arttırdığı belirlenmiştir.
Obeziteden korunmada ve mücadelede fiziksel aktivitenin yeri yadsınamaz. Tüm dünyada fiziksel aktivitedeki anlamlı azalmanın obeziteye zemin hazırlayan önemli etmenlerden biri olduğu bildirilmiştir.
Okullara da bu anlamda görev düşmektedir. Çocuklara fiziksel aktivite yapabilecekleri zaman ve mekan sunulmalı, kantinlerde satılan yiyecekler gözetim altına alınmalı, öğle yemeklerinde gereksinmelerine uygun miktar ve türde yiyecek sunulmalıdırlar.
Sonuç olarak; obezite oluşumuna zemin hazırlayan birçok etmen kontrol altına alınabilir. Gebelik döneminde annenin sigara içmemesi, gebelik öncesi folik asit desteği alması, bebeğin doğumdan sonraki ilk altı ayda sadece anne sütü ile beslenmesi, altıncı aydan sonra beslenme uzmanı danışmanlığında doğru sırayla, uygun kalite ve miktarda tamamlayıcı besinlere başlanması, bebeğin iki yaşına kadar emzirilmeye devam edilmesi, çocuğun beslenme konusunda farkındalığının arttırılarak ev dışı ortamlarda besin tercihlerinin doğru ve sağlıklı olması konusunda güdülenmesi, ailenin beslenme bilincinin ve farkındalığının arttırılması, çocuğa fiziksel aktivite yapacak imkan ve ortam sunulması, televizyon ve bilgisayar başında geçirilen sürenin sınırlandırılması, uyku süresinin düzenlenmesi ve en başta da çocukla birlikte ailenin de vücut ağırlığını kontrol altında tutma, sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme konusunda çaba ve istek içinde olarak çocuğa rol model olması sağlandığında çocukluk çağı obezitesinden korunmanın anahtarı elimizde olacaktır.
Son Yazılarım
KAHVENİN SAĞLIK ÜZERİNE ETKİSİ
Sabah kahvemi yudumlarken size 1000 yıldır hayatımızda olan kahvenin sağlığımız üzerindeki etkilerinden bahsedeyim istedim. Kahve doğru miktar ve şekilde tüketildiğinde faydalı olabilir. Peki, ya çok tüketiyorsak? Gelin birlikte bakalım;☕️Kahve antioksidantlardan zengin bir içecektir (metilksantin, teobromin, teofilin, klorojenik asit, ksantin). Kahvenin sağlığımız üzerindeki etkisini konuşurken kafein içeriğinin önemli olduğunu söylemeliyim. Kahvenin hazırlanma şekline göre kafein içeriği […]
HİPERTROİDİ ve BESLENME
Tiroid bezi insan vücudundaki salgı bezlerinin en büyüğüdür. İnsan vücudunda iyot içeren yegane moleküller olan tiroid hormonlarını sentezler. Troid bezinden salgılanan bir hormon olan kalsitonin kalsiyum metabolizmasında önemli rol oynar. Bu nedenle troid bezinin çalışma düzenindeki bir aksaklık kemik sağlığını da olumsuz yönde etkileyebilir. Kanda troid hormonlarının fazlalığının başlıca sebepleri ve türleri şöyledir; Tirotoksikoz: Kaynağı […]
Yemek Tarifleri
ANNE SÜTÜ ARTIRAN TARİFLER
ANNE SÜTÜ ARTIRAN TARİFLER Tarif 1: • 1 su bardağı günlük sütü ısıtın,• Yarım su bardağı bulgur ayıklayın, yıkayın, kapaklı cam bir kabın içine koyun,• Bulgurun üzerine sıcak sütü dökün ve dinlendirmeye bırakın,• Bu karışımın üzerine 2 avuç siyah ve çekirdekli kuru üzüm atın, • Gün içinde tüketin.• Hergün taze hazırlayın.• Her tüketim sonrası 1 […]
MEKSİKA USULÜ FASULYE BURGER
MEKSİKA USULÜ FASULYE BURGER İçindekiler: 1 küçük boy rendelenmiş havuç 1 su bardağı kuru fasulye ½ su bardağı doğranmış yeşil biber Rendelenmiş kuru soğan Salsa sos 1 su bardağı kurutumuş, ufalanmış tam tahıllı ekmek içi ½ su bardağı tam tahıllı un ½ tatlı kaşığı karabiber Tuz Tam tahıllı hamburger ekmeği veya yumurtasız ekmek Hazırlanışı: […]
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA OBEZİTE
Gelişmiş ülkelerde çocukluk çağı obezitesi her geçen gün artmaktadır. Çocukluk çağı obezitesinin görülme sıklığının kızlarda erkeklerden daha yüksek olduğu ve her obez çocuğun %70 olasılıkla obez yetişkin adayı olduğu saptanmıştır. Obezite veya hafif şişmanlık, basit bir şekilde “vücut yağ oranının olması gerekenden fazla oluşu” şeklinde tanımlanabilir.
Bir çocuğun obeziteye yatkınlığını belirleyen etmenlerin başında genetik gelir. Bununla birlikte, çevresel etmenler, ailenin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları, kültürel çevre de çocuklarda obezitenin görülme sıklığının artışında önemli rol oynamaktadır.
Gebelik döneminde annenin beslenmesi çocuk obezitesi ile ilişkilidir. Gebelik öncesinde kilolu olan kadın gebeliği süresince de aşırı beslendiğinde, ana rahmindeki bebeğe besin ögesi akışı da gereksinmenin üzerinde olur. Sonuç, vücut ağırlığı fazla yeni doğandır. Buna karşılık, gebelik öncesinde yetersiz ve dengesiz beslenmiş anne adayı gebeliği süresince de yetersiz beslendiğinde büyük oranda düşük doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirir. Bu şekilde doğan çocuk hayatta kalma şansını arttırabilmek için vücut yağını en ekonomik şekilde kullanmaya programlanır. Buna bağlı olarak da yetişkinlik döneminde obezite riski artar.
Obezitenin temelleri bebeklik döneminde atılır. Bebeklik döneminde ek besinlere başlama ile birlikte ailenin çocuğun besin tercihlerini sağlıklı bir şekilde, doğru sırayla oluşturması da büyük önem taşımaktadır. Annenin ta ki gebelik ve emzirme dönemindeki besin tercihleri çocuğun damak tadı oluşumunun ilk temellerini atmaktadır.
Kahvaltı yapmayan çocuklarda fazla kilolu olma riski 1,5 kat artmaktadır. Günlük koşuşturma içinde çocuğun kahvaltı etmeden evden çıkması veya annenin kahvaltı hazırlamaya vakit ayıramaması çocuğun bu öğünü atlamasına ve yüksek enerjili, doymuş yağdan zengin ürünleri kahvaltı yerine tüketmesine neden olmaktadır.
Yeme davranışının aileseldir. Ailenin beslenme alışkanlıkları çocuğun besin tercihlerini etkileyen önemli bir etmendir. Bir çocukta obezite görülme sıklığı ebeveynlerinden biri obez olan çocuklarda %40, her iki ebeveyni de obez olan çocuklarda ise %80 oranında arttığı saptanmıştır.
Çocuğun psikolojik durumu da beslenmesini etkileyen etmenlerden birisidir. Stres altında bazı çocuklarda iştahsızlık gözlenirken bazılarında da aşırı yemek yeme gözlenebilmektedir. Ailenin obez çocuğu eleştirmesi, kınaması çocuğu yeme davranışı bozukluklarının kucağına itebilir.
Çocuklarda düşük kalorili diyetler uygulanamaz. Obez bir çocuğa, bir beslenme uzmanı kontrolünde, gereksinmesi ve özellikleri doğrultusunda bir beslenme programı uygulanmalıdır. Gereksinmesi kadar enerji ve besin ögeleri alan çocuk belirli bir tempo içinde olması gereken ağırlığına ulaşacaktır.
Sekiz saatten az uyuyan çocuklarda obezite riskinin 3 kat arttığı görülmüştür. Uyku süresinin azlığının da çocuklarda obezite riskini arttırdığı belirlenmiştir.
Obeziteden korunmada ve mücadelede fiziksel aktivitenin yeri yadsınamaz. Tüm dünyada fiziksel aktivitedeki anlamlı azalmanın obeziteye zemin hazırlayan önemli etmenlerden biri olduğu bildirilmiştir.
Okullara da bu anlamda görev düşmektedir. Çocuklara fiziksel aktivite yapabilecekleri zaman ve mekan sunulmalı, kantinlerde satılan yiyecekler gözetim altına alınmalı, öğle yemeklerinde gereksinmelerine uygun miktar ve türde yiyecek sunulmalıdırlar.
Sonuç olarak; obezite oluşumuna zemin hazırlayan birçok etmen kontrol altına alınabilir. Gebelik döneminde annenin sigara içmemesi, gebelik öncesi folik asit desteği alması, bebeğin doğumdan sonraki ilk altı ayda sadece anne sütü ile beslenmesi, altıncı aydan sonra beslenme uzmanı danışmanlığında doğru sırayla, uygun kalite ve miktarda tamamlayıcı besinlere başlanması, bebeğin iki yaşına kadar emzirilmeye devam edilmesi, çocuğun beslenme konusunda farkındalığının arttırılarak ev dışı ortamlarda besin tercihlerinin doğru ve sağlıklı olması konusunda güdülenmesi, ailenin beslenme bilincinin ve farkındalığının arttırılması, çocuğa fiziksel aktivite yapacak imkan ve ortam sunulması, televizyon ve bilgisayar başında geçirilen sürenin sınırlandırılması, uyku süresinin düzenlenmesi ve en başta da çocukla birlikte ailenin de vücut ağırlığını kontrol altında tutma, sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme konusunda çaba ve istek içinde olarak çocuğa rol model olması sağlandığında çocukluk çağı obezitesinden korunmanın anahtarı elimizde olacaktır.